8 Kasım 2015 Pazar

Dil Okulu ve Londra'da Yaşam

Merhaba değerli arkadaşlar, en son yazımdan bu yana epey bir zaman geçti. Uzun zamandır yazmayı planladığım buradaki dil okulları ve yaşam şartlarını anlatmak istiyorum bugün sizlere. Sanırım 2014 ekibinden yurtiçi kursu almış olan arkadaşlar da şu sıralar tercih aşamasındalar. Bu bağlamda yazının faydalı olacağını düşünüyorum.

Öncelikle bulunduğum dil okulundan bahsetmek istiyorum. Ben risksiz iş her zaman en temizidir diye düşünerek, yakın bir arkadaşımın tavsiyesi ile EC London'a geldim. Açıkçası öyle süper beklentileri falan olan biri değildim ki arkadaşımın tavsiyesi de "iyi hacı yani" olmuştu. Bunun üzerine hiç araştırmadan buraya geldim. Daha önceki yurtdışı tecrübelerime bir de değerli dostum Kerim'in süper yardımları eklenince çok rahat bir şekilde bütün işlerimi hallettim. Büyük çoğunluğunuzun böyle arkadaşları olmadığını tahmin ettiğim için karşılaşabileceğiniz sorunlara ilerleyen kısımda değineceğim.

Okul kısmına dönecek olursak, belli Başlı bazı sorunları olsa da mutlaka bir şeyler katacaktır. Ancak öyle süper beklentilere girmeye, anadili gibi öğretecekler düşüncesine kapılmaya gerek yok. Nitekim hiç de öyle değil. Örneğin ders saatleri 1,5 saat ki sonlara doğru bitse de gitsek moduna giriyorsunuz. Tam olarak bir ders planı olduğunu da sanmıyorum. Nitekim bu İngilizler bu işten para kazanmayı acayip öğrenmişler. Kursa 1 hafta için gelen öğrenciler bile var. Bu yüzden sınıf içindeki yüzler sürekli değişiyor. Bunun zararı da bi ortadan bi baştan devam eden sistem oluyor ki bana göre değil belki siz seversiniz.

Iyi yönleri de var elbette, mesela konumu ve sosyal aktiviteleri. Kurs bünyesinde sizi diğer öğrencilerle buluşturmak için çok sayıda etkinlik düzenleniyor. Bunlara katılarak pratiğinizi geliştirmek ve aynı zamanda eğlenmek mümkün. Kursun konumu da Kings Cross St. Pancras, British Library ve British Museum'a çok yakın ki bu şahsen benim en çok Hoşuma giden durumdu. Ancak dediğim gibi dinleme ve konuşma yetenekleri haricinde burada çok da bir gelişim olmadığını söyleyebilirim. Ayrıca bunları sadece burda yazmıyorum, okula da söyledim ama piyasanın bu olduğunu söylediler.

Gelelim Londra'ya... İngiltere ayak bastığım 13. ve üç aydan fazla yaşadığım 4. Ülke, Londra ise sayısını unuttuğum şehirlerin sonuncusu. Her ne kadar gelirken ön yargılarım olsa da burayı epey sevmiş durumdayım. Öyle ki Türkiye haricinde nerede yaşamak istersin deseler, ilk üçe girebilir. Öncelikle bu bağlamda dil kursu için İngiltere düşünen Arkadaşlara kesinlikle Londra yazmalarını tavsiye ederim. Çünkü maddi endişelerle Londra yazmayan birçok arkadaşım şu an pişman benden söylemesi.

Öncelikle hepinizin merak ettiği soru, üstad para yetiyor mu? Arkadaşlar valla devlet bize cidden iyi para veriyor haberiniz olsun. Para biriktirir misiniz bilemem ama paranız gayet yetecektir. En büyük harcamanız ev kirası olacaktır kuşkusuz ki ev bulmak da epey mevzu. Ben bu bağlamda Kerim sayesinde çok şanslıydım ama size de birkaç tavsiye verebilirim. Oda bulmak için spareroom.com ve gumtree.com sitelerini kullanabilirsiniz. Evler ortalama haftalık 100-200 Pound arasında seyreder ki birçok arkadasım üst limite yakın oturuyor. Ben ise geldim geleli 100 pound/hafta ödüyorum. Eğer Aralık başı gibi gelecek varsa benim odayı bırakabilirim. Ayrıca bayan arkadaşlar için Türgev'in de bi yurdu varmış sanırım. Birkaç arkadaşım kaldı gayet uygundu ve memnunlardı, bi bakın derim.

Ikinci konumuz büyük ihtimalle ulaşım olacaktır. Londra gördüğüm en iyi ulaşım sistemine sahip şehir diyebilirim. Metro, tren ve otobüs hatları çok ileri seviyede. Dil kurslarının çoğunluğunun zone 1 de olduğunu varsayarsak, sizin için en uygun ev aralığı 1-3 bilemedin 4 olmalıdır. Ayrıca 14 haftadan az kalacaksanız öğrenci indirimi de alamıyorsunuz. Fiyatları tfl.gov.uk adresinden öğrenebilirsiniz. Akbil ya da Ego'nun muadili olan oyster Kartınızı da metro istasyonundan temin edebilirsiniz. Haftalık yüklemek her zaman daha karlı oluyor onu da belirteyim. Ayrıca ulaşım için google maps uygulamasını ya da citymapper adlı uygulamayı indirmenizi tavsiye ederim. Özellikle citymapper çok kullanışlı, tavsiye ederim.

Geldiğinizde burda yapacağınız ilk işlerden biri sanırım banka hesabı açtırmak olacaktır. Her banka kolay kolay hesap açmıyor eğer benim gibi 3 ay kalacaksanız. Ancak buraya geldikten sonra sık sık uğrayacağınız Haringey'de Turkish Bank var onlar çok yardımcı oluyor, olmadı Orayı deneyebilirsiniz.

Her Türk evladının yurt dışında en çok aradığı şey mutlaka yemek olmuştur. Bu noktada Londra'yı çok beğendiğimi söyleyebilirim. Hemen her mutfaktan bir restoran bulmanız mümkün burada. Eğer siz de benim gibi Türk yemeği olmazsa olmaz diyorsanız, o konuda da çok geniş imkanlar var. Ayrıca en ucuz yemekler de genelde Türk restoranlarında, bu sebeple içiniz rahat olsun. Türk Mahallesi Haringey'de her şey mevcut. Vadi restoranda lahmacun, Gökyüzü'nde karışık kebap, Antepliler'de künefe ve Sultan pastanesinde baklava benim favorilerim. Ayrıca Taksim Cafe'de Lig TV Yayını var, aklınızda bulunsun.

Her zaman dışarıda yemek hem sağlık hem de para açısından doğru değil. Bu noktada da burada herkesin yaptığı gibi sandviç hazırlayabilir, evinizde pişirebilir ve çantanıza ufak tefek çerez meyve vs. koyabilirsiniz. Korkmayın burda çok normal ki buranın en Sevdiğim yönü diyebilirim. Bu arada her köşe başında bir Türk marketi ve helal kasap bulmak aşağı yukarı mümkün, bu bağlamda da rahat olduğunu söyleyebilirim.

Londra'da yapılacaklar konusu ise çok uzun bir listeye tekabül ediyor. Bu konuyu ilerleyen yazılarımda ele almak istiyorum. Ancak o ünlü müzelerin neredeyse hepsinin ücretsiz olduğunu söylesem, büyük ihtimalle listenin neden bu kadar uzun olduğunu tahmin edebilirsiniz. Şimdilik kendinize iyi davranın, umarım yakında tekrar görüşürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder