28 Eylül 2015 Pazartesi

YLSY (MEB) Bursu: Dil Kursu Süreci

Merhaba sevgili dostlar. Uzun koşuşturmalar arasında bulduğum ilk fırsatta yine sizlere yazıyorum. Bu yazımızın konusu, tercih ve mülakat aşamasından sonra en çok sorulan konu olan dil kursu olacak. Öncelikle belirteyim ki şu an Londra'da dil kursu almaktayım ve yazdıklarım büyük ölçüde tecrübelerime dayalı olacak.

Resmi burslu olduğunuza dair yazıyı rebus üzerinde gördükten sonra işin başlangıç kısmını bir nebze halletmiş oluyorsunuz. Bundan sonra yapacağınız her işlem ise sizi geri dönüşü çok zor olan ama sonu da güzel yerlere gidecek bir yolda ileriye taşıyacaktır. Bu yolda karşılaşacağınız ilk şey ise dil kursu olacaktır. Bu bursu düşünen arkadaşlara ilk tavsiyem İngilizceyi YDS düzeyi ile konuşacak olursak en az 70 - 75 alacak kadar biliyor olmalarıdır. Aksi durumda gerekli dil puanlarını almak için çok uzun bir eğitim almaları gerekecektir ki zamanın en değerli varlık olduğu düşünülürse bu durum pek iyi olmayacaktır.

Tercihler

Süreci başından alacak olursak öncelikle bakanlık bursiyerlere mail ile ulaşarak dil kursları ile ilgili duyuruyu gönderir. Buna göre IELTS 5.5 (ya da 5), YDS 60 ve dengi puanlara sahip olmayan arkadaşlar için yurt içi dil kurslarının muhtelif şehirlerde düzenleneceği belirtilir. Bu dil kursları Ankara ve İstanbul başta olmak üzere belli şehirlerin belli üniversitelerinde düzenlenir ve bunlar ilanda belirtilir. Türkiye'de düzenlenen dil kursları genelde sadece İngilizce ve Almanca dilleri için geçerlidir. Eğer ülke bölge çalışmaları alanından bursu almışsanız, eğitim alacağınız dili hiç bilmeden de direk yurt dışı dil eğitimine gidebilirsiniz.

Ben şahsen Almanya'ya (Ülke - Bölge Çalışmaları) gönderilecektim ve bize yapılan ilk bildirim gittiğimiz ülkenin dilinde eğitim alınacağıydı. Bu durum benim için büyük hayal kırıklığıydı çünkü birçok olumsuzluğu beraberinde getiriyordu. Bu olumsuzlukların başında hiç bilmediğim bir dili doktora yapacak düzeyde ve kısa bir sürede öğrenmem gerektiği geliyordu. Bu duruma bir de Almanca kursunun Antalya'da açılacak olması eklenince işler iyice çığırından çıkıyordu. Öyle ki 1. olarak kazandığım bursu sırf bu dil meselesinden dolayı bırakmayı bile düşündüm. Nitekim dil öğrenmek zordu ve bunu Antalya'da yapmak için hali hazırda yaptığım yüksek lisansı bırakmam gerekiyordu. Bu durum hem zaman açısından hem de almakta olduğum TÜBİTAK bursu açısından sıkıntılı noktalar taşıyordu. Bu duruma kendi çapımda bir çözüm üretmiştim. 1 yıl boyunca dili kendi imkanlarımla öğrenmeye çalışacak ve aynı süreçte yüksek lisansımı bitirecektim. Bu durum benim açımdan hem maddi hem de manevi açıda belli zorluklar taşıyordu elbet ama en makul çözüm de buydu. Ta ki devletimiz bir babalık yapıp bizi bu durumdan kurtarana kadar. Bakanlığın konuyla ilgili yaptığı toplantıdan, eğitimimizi, gittiğimiz ülkede geçerli olan dillerden birinde yapabileceğimiz şeklinde bir karar çıktı. Buradaki tek şart gittiğimiz ülkenin dilini de yeterli düzeyde biliyor olmamızdı. Benim gibi bir çok arkadaş fırsattan istifade dillerini İngilizce seçtiler ki ben de şu an Londra'da ufak bir IELTS hazırlık kursuna devam ediyorum.

Dil kursları sürecinde yurt içinde sanırım 1000 TL gibi bir burs veriliyor. Kalacak yer vs. gibi konulara ise karışılmıyor. Yurt dışında ise normal burs tarifesi geçerli ki normal bir öğrenci için bu miktarın yeterli olacağını düşünüyorum. Devletimiz ciddi manada iyi bir miktar ile destekliyor gönderdiği öğrencileri. Ancak bu paranın alınması, vize vs işleri biraz karmaşık. Bu doğrultuda bu kısımda biraz onlara değinmek istiyorum.

Öncelikle bakanlık duyuru yayınladıktan sonra aşamalı şekilde dil, ülke ve dil kursu gibi tercihlerimizi yapıyoruz. Burada ABD ve İngiltere için ciddi manada iyi okullarla anlaşılmış durumda. Ben şahsen EC London diye bir dil okuluna gidiyorum. Diğerlerine nazaran ismi çok bilindik olmasa da buranın bile iyi bir okul olduğunu söyleyebilirim. Bu tercih işlemlerini bitirdikten sonra bakanlığın bu ülkelerdeki ataşelikleri size mail yolu ile ulaşıp göndermeniz gereken belgeleri vs. belirtiyorlar. Bu belgeleri yolladıktan sonra tercih ettiğiniz okula kaydınızı yapıp size vize mektubunu yolluyorlar. Bu işlem işin en basit kısmı aslında ve çok da hızlı halloluyor. Ataşeliklerimize ulaşmak, tıpkı diğer dış misyonlarımıza olduğu gibi biraz zor. En iyi yöntem orada bulunan bir arkadaşınıza durumu anlatıp onun iletişime geçmesini istemek olacaktır. İngiltere için tanıdığınız yoksa ve ihtiyacınız varsa bana ulaşın ben yardımcı olmaya çalışırım.

Vize (İngiltere)

Şimdi diyelim ki buraya kadar olan her şeyi tamamladınız ve vizeye başvuracaksınız. Bu kısım da aslında süreç bilindiğinde çok zor değil. Nitekim öncelikle bu heriflerin her şeyi para. Değil vize doktoranın kralını paranızla yaparsınız buralarda. Her neyse öncelikle https://www.gov.uk/ adresine girip almanız gereken vizeyi seçip başvuru yapıyoruz. Başvuruyu yaparken 8-10 sayfalık, babamızın terörist olup olmadığını dahi soran bir form dolduruyoruz. Bu formu yanlış doldururken dikkat edin nitekim bir kez submit ederseniz bir daha geri dönüp düzeltemiyorsunuz. Bütün formu baştan doldurmak zorunda kalabilirsiniz. Formu doldurduktan sonra para ödemeniz gerekiyor ki sizin başvurunuza göre bir fiyat çekiyorlar. Benim başvurum; visit>short term study visit şeklindeydi. Aşağı yukarı 450 TL gibi bir meblağ ödedim ki devletimiz bunları da size geri ödüyor. Ödemeyi içinde yeterli para bulunan herhangi bir banka kartından yapabilirsiniz, yeter ki para olsun bunlara her türlü alırlar. Ancak banka kartının sizin olmasına dikkat edin ve bankadan dekont alın, başka hesaplara bakanlık ödeme yapmıyor. Ödemenizi yaptıktan sonra randevunuzu alıp, gereken belgeleri toplamaya başlayabilirsiniz. Gereken belgeler de öyle çok değil. Müşavirliğin gönderdiği vize mektubu ya da kabul belgesi, fotoğraf, pasaport, başvuru formunun imzalı çıktısı ve en önemlisi MEB'den alacağınız finansman belgesi. Son belgeyi görünce hemen vize veriyorlar, tabi eğer terör eylemlerinden kırmızı bülten falan yemediyseniz. 

Uçak Bileti

Bu işlemleri gideceğiniz tarihten mümkün olduğunca erken bir tarihte bitirmeye çalışın sonra her şey sıkışabiliyor. Vizeniz çıkar çıkmaz, bakanlıktan Hilal Hanım'ı arayıp uçak bileti almak için isminizi yazdırıyorsunuz. Onların verdiği numarayı arayıp istediğiniz uçağa biletinizi iki dakikada alıyorsunuz. Kendinizi önemli hissetmeye başladıysanız daha bir şey görmediniz, sadece biraz daha bekleyin.

İki Aylık Avans ve Askerlik Tecili

Evet uçak biletiniz de tamam geriye ne kaldı? Tabii ki para. Evet efendim Lidyalıların bulduğu bu meret acayip önemli bir şey. Hele de İngiltere gibi fantastik pahalı bir yere gidiyorsanız size bolca lazım. Bu noktada yine bakanlığı arayıp Esin Hanım'dan avans konusunda randevu alıyorsunuz. Gideceğinize yakın bir tarihte bakanlığa gidip tanıma belgenizi ve maliyeden çekinizi alıyorsunuz. Bu işleri de son ana bırakmayın, bazen toplantı vs. oluyor ki Merkez Bankası 16:00'dan sonra işlem yapmıyor. Paranızı alamayabilirsiniz. Bir diğer önemli nokta da erkeklerin askerlik işlemi. Bu konuda en fazla sıkıntı çekenlerden birisi ben oldum sanırım. Nitekim devletimizin ilginç bürokrasisi burada yüzünü net şekilde gösteriyor. Öyle ki hali hazırda geçerli olan sevk tehiri ya da tecilinizin MEB tarafından tekrar yapılması gerekiyor. Bunun için okulunuza dilekçe yazmanız ve tecilinizin iptalini istemeniz gerekiyor. Aman okulu falan bırakmayın, böyle yapanlar oldu çünkü. Ancak bu işlem biraz uzun sürüyor, nitekim belgenin kütüğünüzün kayıtlı olduğu asker alma bölge başkanlığına gitmesi gerekiyor. 10 gün sürebilen bu işlem için benim sadece 2 günüm vardı. Ne mi yaptım? Tabii ki kalkıp Adana'ya gittim. İşlem 5 dakika sürdü ve gelmene de gerek yoktu telefonla yapardık dediler. Oysa önceki gün akşama kadar telefonla uğraşmıştım. Siz sona bırakmayın kesinlikle büyük sıkıntı oluyor.

Neyse çekinizi aldınız doğru Ulus'a, o Merkez Bankasının tarihi binasına gidiyorsunuz. Önce bankodan işlemlerinizi hallediyorsunuz sonra da vezneden paranızı alıyorsunuz. Merkez Bankasında bulunan döviz rezervinden payınıza düşen bir deste Pound'u nasıl saklayacağınızı düşünmek ise size kalıyor. Cüzdanınıza sığmayan Kraliçeyi görünce, vay arkadaş devletimiz de fena değil diyorsunuz, ya da en azından ben demiştim. Paranızı aldıktan sonra her şey tamam sadece bakanlığa gidip ne kadar para aldığınızı ve kur farkını belirtiyorsunuz ki onları da ödüyorlar. İşlemler bitti, gitmeye hazırsınız.

Varış ve Ateşelik İşlemleri

Havaalanı kısmına girmeden direk geldiğiniz andan itibaren devam etmek istiyorum. Ben şahsen Heatrow'a indim ki merkeze ulaşım açısından en iyisi o diyebilirim. 40 dakikalık bir yolculuk sonunda direk Kings Cross'ta oluyorsunuz ki burası bir anlamda şehrin merkezi oluyor. Burada beni bir arkadaşım karşıladı. Londra ile ilgili izlenimlerimi daha sonra paylaşacağım ancak kursa ilk gidiş ve müşavirlik ile olan işlemlerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle okul kısmı çok kolay. Paranın gücü burada da çok belli. Gidip resepsiyona pasaportunuzu veriyorsunuz ve geçmiş olsun. Ufak bir seviye sınavı ve öğleden sonra ilk ders. Herkesin farklı ülkelerden olduğu ayrı bir dünya, güzel bir tecrübe sizi bekliyor denebilir. Müşavirliğe ise sitesinden ulaşıp, gerekli belgeleri öğrenebilirsiniz. Ufak bir form doldurtuyorlar. Okulunuzdan da student letter alıyorsunuz. Bu belgeler ile birlikte banka hesap numaranızı onlara iletiyorsunuz. Artık eğitiminizin tadını çıkarabilirsiniz.

Evet değerli dostlar bu yazımda dil kursu sürecini ele almaya çalıştım. Olası yanlışlar için siz yine de kılavuzu okuyun, beşer şaşar malumunuz. Sonraki yazımda Londra'daki hayat şartlarını konu almayı düşünüyorum. Esen kalın...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder